Anadolu'da Üçüncü Jeolojik Dönem


Bu zaman, Türkiye’nin yeryüzü şekillerinin oluşumu bakımından çok önemlidir. Çünkü Alp dağ oluşumu hareketleri bu devirde meydana gelmiştir. Tethys denizinin kuzeyindeki eski Avrupa kıtası (Fenno sarmatia) ve güneyindeki eski Afrika kıtası (Gond-wana) yeniden birbirlerine doğru hareket etmişlerdir. Böylece Alp orojenezi başlamıştır. Alp orojeneziyle Türkiye arazisi büyük bir şekil değişikliğine uğramıştır. Kuzeyde Kuzey Anadolu Dağları, güneyde ise Toros dağları oluşmuşlardır. Kuzey Anadolu Dağları ve Toros dağları, Alp dağlarından başlayarak Himalayalara kadar uzanan büyük bir kıvrım sisteminin (Alp – Himalaya sistemi) parçalarıdır. Üçüncü Zamanın sonlarına doğru bu sistemi oluşturan dağlar, hızla aşınmaya uğramıştır. Buralardan aşınan materyaller, Orta Anadolu’daki gölleri doldurmaya başlamıştır. Bu göllerde oluşan kalker, kil, marn, kum taşı gibi tortul tabakalar, İç Anadolu Bölgesi’nde geniş alanlar kaplar.

 Üçüncü Zamanın son bölümü olan Neojen’de İç Anadolu’daki çukur alanlar, sularla dolarak göl halini almıştır. Bu dönemde Anadolu’da sıcak ve yağışlı iklim koşulları egemen olmuştur. Buna bağlı olarak bu belgede gür bir orman örtüsü oluşmuştur. Bunun sonucu olarak bitkisel organik maddelerin göl diplerine çökelmesi ile çoğunluğu İç ve Batı Anadolu’da bulunan linyit yatakları oluşmuştur. Üçüncü Jeolojik Zamanın sonlarında Anadolu, bütünüyle yükselmeye başlamıştır. Buna karşılık Karadeniz ve Akdeniz çanakları da giderek çökmeye başlamış ve Türkiye’nin güneydoğusunda bulunan Arabistan kalkanı kuzeye hareket ederek Doğu Anadolu arazisini kuzeye doğru sıkıştırmıştır. Bu sıkışma sırasında çok sayıda kırılmalar olmuştur. Böylece Kuzey Anadolu fay kuşağı oluşmuştur. Türkiye’nin aktif deprem kuşağı üzerinde bulunması da bunun sonucudur. Üçüncü Zaman, Türkiye’de volkanizmanın da yoğun olduğu dönemdir. Doğu ve İç Anadolu’daki volkan konilerinin çoğu, bu zamanda oluşmaya başlamıştır. Her iki bölgedeki yanardağlar, Alp orojenezi sırasında meydana gelen kırık hatları boyunca yer almıştır.

Bilimin Öncüleri Listesi

Bailimin öncüleri kimlerdir

Onlar, "Bilimsel Devrimler" yaparak dünya tarihine öyle damgalar vurdular ki batılı âlimler onların bilgileri ile meşhur olabildi. Bakalım siz onların kaçını tanıyorsunuz Aşağıdaki isimlerden kaç tanesini daha önce duydunuz, kaç tanesini hatırlıyorsunuz ve kaç tanesi hakkında yeterli bilgi sahibisiniz. İsterseniz bu isimleri araştıra bilirsiniz.

 Abbas Vesim Efendi, Abdurrahman el-Hâzinî, Abdurrahman es-Sûfî, Abdüllatif Bağdâdî, Ahmed Cevdet Paşa, Akşemseddîn Ali İbn Rıdvan, Ali Kuşçu, Battânî, Bîrûnî, Bitrûcî, Câbir İbn Eflâh, Câbir İbn Hayyârı, Câhız Cezerî, Çağmînî, Dâvud Ağa, 1 . Dâvûd-i Antâkî, Demîrî, Dîneverî, Ebû Kâmil Şucâ Ebû Ma'şer, Ebû'l-Vefâ Buzcânî, Erzurumlu İbrahim Hakkı, Evliyâ Çelebi, Fârâbî, Fergânî, Fezârî, Fuzûlî, Gazi Ahmed Muhtar Paşa, Gıyâsaddîn Cemşîd el-Kâşî, Habeş el-Hâsib Hacı Paşa, Halifezâde Hârizmî, Hâzin, Hoca İshak Efendi Hucendî, Hüseyin Rıfkı Tâmanî, İbn Bâcce, İbn Firnas, İbn Haldûn, İbn Havkal, İbn Rüşd, İbn Sînâ, İbn Tufeyl, İbn Türk, İbn Vahşiyye, İbn Yûnus, İbnü'l-Avvâm, İbnü'l-Baytâr, İbnü'l-Bennâ, İbnü'l-Heysem, İbnü'n-Nefis, İbnü'ş-Şâtır, İdrisî, İhvân-ı Safâ, İsmail Gelenbevî, Kadızâde-i Rûmî Kalesâdî, Karâfî, Kâşgarlı Mahmud, Kâtib Çelebi, Kazvînî, Hamdullah Kazvînî, Zekeriya, Kehhâl, Kemâleddin el-Fârisî Kerecî, Kırımlı Aziz bey Kindî, Lagârî Hasan Çelebi, Mâşâallah, Matrakçı Nasuh, Mecrîtî Mecûsî, Mehmed Fatın, Gökmen, Mes'ûdî, Mimar Sinân, Mirim Çelebi, Molla Lütfi Musaoğulları, Mustafa Behçet Efendi, Nasîrüddin Tûsî, Nidâî, Ömer Hayyâm, Pîri Reis Râzî, Sâbit Ibn Kurre, Sabuncuoğlu Şerefeddîn, Salih Zeki, Şeydi Ali Reis, Seyyid Ali Paşa, Sinan Paşa, Taberî, Takiyyüddîn Uluğ Bey, Vidinli Hüseyin Tevfik Paşa, Yâkût, Yusuf Hâs Hâcib, Zehrâvî, Zerkâlî Zühroğulları. Bütün bu isimler İslamiyet'in medarı iftiharı ve bugün, dünya üzerinde İslam Medeniyeti'nin üstünlüğünden söz edebilmemizi sağlayan bilim adamları.

 Biz sizlere bütün bu isimleri Yeditepe Üniversitesi öğretim üyesi Mehmet Bayraktar'ın İnkilab Yayınlarından çıkan İslam Bilim Adamları kitabından naklettik. Özellikle gençler için hazırlanmış olmasına rağmen, hemen her Müslümanın bilmesinde büyük yarar bulunan eserde, tüm bu isimlerin hayatı, eserleri, ilmi kişiliği ve bilime katkıları özlü şekilde yer alıyor ve renkli resimlere etikelenmiş genel kültür bilgileri eşliğinde sunuluyor.
Kaynak

İlk Eczane Müslümanlar Tarafından mı Kuruldu?

İlk kurulan eczaneler müslümanlar tarından kurulmuştur

Tıp alanında Müslüman Alimler, yunan ve Romalılardan çok daha ileride olup, tıbbi ilimlerin yegane kaynağı durumundadırlar. Hatta bir çok yabancı alim bizim kaynaklarımızı kullanmışlardır. Bütün gelişmelerin temeli yüzyıllar öncesinden beri, bu ilim adamlarımızın ortaya koyduğu bilgilere eklenerek bugünkü seviyesine ulaşmıştır.

İlk tıbbi ilaçların hazırlanıp vatandaşa reçete ile yazılarak sunulduğu Eczaneler İlk kez Müslümanlar tarafından kurulmuştur. İlk Resmî eczaneleri daha 708 yılında El-Mansûr’un halifeliği zamanında kurdular. 9. asırdan itibaren, askerî sağlık işlerine ait olanları da dâhil bütün eczaneler, resmî kontrole tabi bulunuyordu. Nasıl doktorların bir başı varsa, her şehirde yeni eczacıları imtihan eden ve onlara lisans veren, eczacıların da bir başı vardı. Bu eczaneler, bizzat sağlık zabıtası memurları tarafından muntazam şekilde denetimde bulunuluyordu.