Türk tarihi ve geleneklerinde önemli yer tutan kümbet ve türbeler, misafirlerini adeta geçmişten bugüne uzanan bir yolculuğa çıkarıyor. - "Üç Kümbetler, kentin Türk dönemine ait ilk eserlerinden"Atatürk Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Sanat Tarihi Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Hüseyin Yurttaş, AA muhabirine yaptığı açıklamada, Erzurum 'da Türk dönemine ait ilk eserlerin Saltuklulara ait olduğunu, "Üç Kümbetler" şeklinde anılan mezar anıtlar topluluğunun bir bölümünün bu dönemde yapıldığını belirtti. Bu alandaki Emir Saltuk Türbesi'nin Anadolu türbe mimarisinin ilk ve nadide örneklerinden olduğunu anlatan Yurttaş, "Mezar anıtı mimarisi itibarıyla Emir Saltuk Türbesi gibi Anadolu'da başka bir yapı yok. Daha sonra Anadolu Selçuklu türbe mimarisi olarak değerlendirebileceğimiz bir mezar anıtı yapma geleneği oluşmuş." dedi. Karanlık ve Gümüşlü kümbet, Rabia Hanım, Cimcime Hatun türbelerinin İlhanlılar döneminde 14'üncü yüzyılda inşa edildiğini bildiren Yurttaş, ardından Osmanlı döneminde türbe mimarisinin ön plana çıktığını dile getirdi. - "Nerede Türbe görürseniz anlayın ki orada Türkler vardır"Kümbetlerin mezar anıtları olduğunu, türbelerin de şekil ve mimari itibarıyla yapım dönemlerine ait farklılıklar barındırdığını belirten Yurttaş, şunları kaydetti:"İslamiyet her ne kadar mezar üzerine yapı yapmayı hoş görmemişse de bir gelenek de var. Nerede türbe görürseniz anlayın ki orada Türkler vardır. Kümbet ve türbeler geçmişe ışık tutmak açısından önemli yapılardır. Türkiye'de vatandaşlar mezar anıtlarına son derece saygılı yaklaşır. Camiye belki zarar verebilir, medreseye zarar verebilir, bir başka yapıya zarar verebilir ama bir saygı veya belki korku ifadesi de olabilir, mezar anıtlarına pek fazla el değmemiştir. Türk halkı çok saygılıdır ve bu yapıları gezerken de büyük bir huşuyla gezer.
Kaynak
0 yorum:
Yorum Gönder