Ülkede Toplu Cinnet mi Geçiriyoruz ?


Arada köşe yazıları paylaşmak istiyorum. Uzun zamandır dikkat ettiğim bir konu üzerinde yazma vaktinin geldigine inanıyorum. Gerçek mesleğimin esnaf olması da bana büyük bir katkı sağladı. Ortalama iş yerine gelen insanların yüzde 70 kısmının çok düşünceli, sınırlı ve sıkıntı içerisinde olduğu her geçen günde bu sayının arttığını rahatlıkla söyleyebilirim.

Son zamanlar da Çanakkale gibi küçük bir şehirde bile her hafta genç insanların intihar haberini üzülerek alıyoruz. İnsanların birbirlerine uyguladığı şiddet olaylarıda önemsenmeyecek gibi değil, neredeyse herkes saldırgan bir üslup içerisinde.

Peki Çanakkale gibi 150 kusur binlik bir ilde bile bu kadar psikolojik rahatsızlıklar seviyesine ulaşmış insanlar varken, büyük şehirlerde neler oluyor. Unutmayın ki bizler sadece haberlerde çok ama çok küçük bir kısmıni izleyebiliyor ve takip edebiliyoruz. Çanakkale'de Tekin Uğurlu abimiz sayesinde her haberi alıyor ve "vay beni Çanakkale'de bilet neler oluyormuş ?" Dedik.

Cinnet Olaylarının Sebebi Nedir ?

İlk olarak net söylemem gerekirse, bütün bu sinir hakimiyetinin en büyük nedeninin finansal yani ekonomi zorluklarının olduğu kesindir. İnsanların, aldıkları maaşların çok üzerinde ödemeleri, borçları olması, aile içi şiddet ve geçimsizlik getiriyor. Bireyler ise sürekli stresli olmasına yol açıyor. Özellikle ülkemizde son zamanlar gelen zamlar çok hızlı tetikliyor.

Bizi bu hale getiren en büyük etken, kredi kartları ve krediler. Elimizdeki ile yetinmeyip daha iyisini isteme türtüsü de bir ayrı pasikolojik rahatsızlık olarak görüyorum. Örnek vermek gerekirse, daha bu yıl alınan bir telefonun sırf bir üst modeli çıktı diye milyarlarca para vermek gibi düşüne biliriz. Her neyse, konumuza gelecek olursak özellikle işçiler için uzun çalışma saatleri de, insanların kendilerine ve ailesine zaman ayırma vakti bulamaması siniri en üst safhaya çıkartıyor.

Sokağa çıktığınızda  insanların nasıl dalgın ve herhan patlamaya hazır olduğunu mutlaka fark etmişsindir. Birbirlerine nasıl saygısız ve terbiyesiz oluslarını söylemiyorum bile. İşyerinde insanlara siparişini teslim ederken 4 kes seslendiğimi hatirliyorum ve ardında ters çıkışları günde en az bir kez tekrarlıyorum. İçeriye gelip selamsız ve sert bir dille sipariş verenlerden çok sayıda arttı. Son olarak bu hızla değişim devam ederse sokağa bile çıkamayacağımız günler çokta uzak değil.
Tolga Çelik 

0 yorum:

Yorum Gönder