Ben 49 yaşlarında çiftçilik ile geçinen biriyim. Sizlere bugün başımdan geçen gerçek korku hikayesini anlatacağım. İsmim Osman. Gece hat değiştirdiğimiz için tarladan eve gelmem gece 2-3'u buluyordu. Yürüyerek gidip geliyorum, acayip bitkin oluyorduk. Hiç unutmam Çarşamba gecesiydi, tarladan işlerimi bitirip eve dönecektim. Ama iyi mi diyeyim yollarda ışıklandırma vardı ancak 200-300 metre aralıklarla.. Tarladan çıktım eve dönüyorum. Bizim köyün girişinde incir ağacı var, incirler löp löp olmuş. Canım çekti, hem susuzluğumu giderdim hemde poşete koyup eve götürdüm. Bunu her gece meydana getirmeye başladım. İncirler sanki ağaçtan bitmiyordu. Ağacın dibinde oturup yemeye başladım, bizim köyün delisi İbrahim, koşa koşa bu tarafa gelmeye başladı. Elinde büyük bir sopa vardı.
Önümden geçerken durdu, Niye incirleri yiyorsun, izin aldın mı onlardan dedi. Kimlerden demeye kalmadan sopayı bana fırlattı, kafama gelen sopanın acısıyla yerde dakikalarca kıvrandığımı hatırlıyorum. Kendime geldiğimde gün açıyordu, etrafta İbrahim göremedim. Acı çeke çeke eve vardım. Vurdum kafayı uyudum. Bu sefer biberi sulamak için tarlaya gidecektim. Hanıma yolluk yap dedim, ekmeğin arasına peynir zeytin koydu. Yiye yiye tarlaya vardım. Su motorunu çalıştıracağım sırada, tarlanın içinde hareket eden bir şey görmüş oldum. Bağırdım çağırdım ama ses gelmedi. Elime minik boruyu alıp, o tarafa yöneldim ama o şey gözden kayboldu. Geri döndüğümde İbrahim oradaydı. Yolun karşısında bana bakıyordu. Elimdeki boruyu ona doğru fırlattığım an ensemde nefes hissettim. İbrahim'i takip etmeye başladım. Koşarak gidiyor, düşüyor kalkıyor devam ediyordu. Evine girdi, yani ev sayılırsa o da.. Severim ben İbrahim'i sigara ister devamlı, ama 1 aydır garip garip davranışlar gösteriyordu. Azcık bekledim, yeniden dışarı çıkınca evine girdim.
Evdeki kokuyu tarif edemem size. Evin ortasında koyun yada keçi bilmiyorum ama ölüsü vardı. Kan içinde yerde duruyordu, duvarlara kanla salak salak şeyler çizmiş, tabi anlamı var mı bilmiyorum ama okuma yazmayan birinin arapca yazılar yazması garibime gitti. Yattığı odaya bakacağım sırada sesler duydum camdan atlayıp oradan uzaklaştım. Eve gittim, konuyu hanıma söyledim. Yardım edelim dedi, kabul ettim. Bakkaldan öteberi aldım. Çikolatayı çok sever diye bir sürü çikolata aldım. Akşam ezanından sonra evine gittim. Evinde gaz lambası yanıyordu, içeri girdiğimde İbrahim'in cesedini görmüş oldum.
İntihar etmişti. İçerideki kokudan dayanamayıp dışarı çıktım, hemen içeri girdim İbrahim'i alıp dışarı çıkardım. Kalbi ve nabzı atmıyordu. Boğazına doladığı ipi zar zor çıkardım. Vücudunda morluklar vardı. İbrahim'i cenazesini yapmış olduk sadece, evinde ne kadar kapatsak da gaz lambası yanıyordu. Muhtar gaz lambasını alın oradan dedi, Hasan arkadaşım aldı, ertesi gün kaza yaptı. Artık geceleri tarlaya pek gitmiyorum. Beni izleyen birileri var benzer biçimde hissediyorum. 1-2 ayakta İzmir'e taşınmayı aklıma koydum, yoksa delireceğim.. Allah herkese hayırlı ölüm nasip eylesin.. "
0 yorum:
Yorum Gönder